Taşınan Toplum ve Toplumun Taşıdıkları

 Metrodayım...

Oturuyorum. Çok şükür. 

Tam karşımdaki kız gülerek "Abla hepsi sana denk geliyor" dedi. Lise talebesi zannımca. Neden böyle söyledi. Saniyeler önce bir genç çocuk kedisini kucağına almış onunla bir evlat gibi konuşuyordu. "Buradan tut, bak sen burda dur, ineceğiz şimdi, heh öyle dur bunun altında dur" gibi çok sahici cümleler kurdu. Kedi de anladı zahir. Bu cümleleri söylerken kedisini montunun içine koymasıyla bütün tüyler yüzüme doğru uçuştu. Ben de elimle bir savurdum gülerek ve karşımda dikilen kıza bakarak. O da tebessüm etti. Sonra onlar iner inmez yeni binenler oldu. Bir tane kocaman adam geldi tam yan tarafımdaki demire enine yaslandı. İşte o sırada kız bu cümleleri kurdu. Abi hala tam yanımda maalesef arkasını dönmüş dünya umrunda değil. Bütün bunlar olurken yan taraftan bir çocuk başka birine "abi erken evlenmek iyi mi" diye sordu. Evet bugün değişik bir gün oldu. Herkes ne kadar çok konuşuyor. Kıyafet alacaklar, araba isteyenler, kargosu gelenler, yeni kaban alacaklar, rimelleri indirime girenler (400tl)... herkes aşırı derecede bağırarak konuşuyor ve kimse birileri duyacak diye tedirgin değil. Değişik ya da tuhaf. 

Sabah da metroya çiçek satan ablalardan biri bindi en ön tarafa yasladı sırtını, yere çarşafı serdi üstüne gülleri. Yanında da pembe montlu sarı saçlı güzel bir kız çocuğu vardı. Acaba çocuğun bu olanlardan haberi var mıydı? Abla ağzında sakızla gülleri tek tek ayıklarken kız da bir tane gülü yeni tanışıyormuş gibi inceleyerek kokluyordu. Evet sabah da böyleydi. 

Bugün yazı yazmak vardı aklıma ama konu bu değildi. Konu "Yardımlaşmak" üzerineydi. 

Yardım kelimesini düşündüm biraz "ard" ile alakalı mıydı acaba "ardında olmak, artçı olmak" yardım etmek birnevî kişinin arkasında durmak değil midir?  


Otobüsteyim... 

Dün metroda başladığım bu yazıya bugün otobüste devam ediyorum. Bayadır otobüs kullanmamışım sanırım (ilçe değişikliğinde) sabah güneşinin cama vurması, gün ışığını özlemişim, fark ettim. 

Hala elimde Tahrir Vazifeleri var bilhassa yolculuklarda okuyorum zira Vefa Apartmanı kitabını arkadaşımdan aldım yolda izde zarar görmesin diye genellikle kendi kitaplarımı yanıma almaya dikkat ediyorum. Tahrir Vazifeleri yani ben İsmet Özel'i dile pelesenk edenlerden hoşlanmıyorum falan ama bu adam da mütefekkirdir dostlar. Fikreden insan kıymetlidir. Bir şeyin reklamı sloganı beni ziyadesiyle rahatsız ediyor. Fakat bu kitabını da okumanızı salık veririm. 

Evet yardımlaşma üzerine yazacaktım yani istiyordum fakat vazgeçtim yani bugün yazamayacak gibiyim sonra da yazar mıyım bilmiyorum biraz daha düşünmem gerekiyor sanırım. Şimdi biraz müzik zamanı listemiz şu şekilde; 

Mazhar Alanson - Ah Bu Ben ve Pera - Sensiz Ben. 

Şarkılardaki "Ben" kelimesi dikkat çekici yazıyı baştan sona okuyunca fark ettim. Galiba biraz ben'le problemlerim var.

Evet bütün dostlara selam olsun. 

Bugün güzel, hayırlı, yüzümüzü güldüren, kalbimizin mutmain olduğu ve işlerimizin kolaylaştığı haberler alalım inşallah. 


He birde yine baştan sona okurken fark ettim otobüs daha sessiz, insanlar daha kendi halinde ve aralarında da genellikle sessiz sessiz konuşuyorlar metrolarda neden durum bir o kadar aksi. Bunu da düşünebiliriz. :) 


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

"güvendiğimiz dağlara kar yağmış değil."

beklentisiz bir bekleyiş

Siyah Pelerinli Bir Adam- Necip Fazıl Kısakürek