Kayıtlar

Nisan, 2025 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sükûnet/Dağdağa

 Es-Selam. Bugün daha tane tane ve daha düzgün bir yazınsal metin kaleme almaya özen göstereceğim pek sevgili okur. Konumuz şu başlıkta da yer verdiğimiz iki kavram üzerinedir. Nedir o iki kavram, Sükûnet ve zıddı Dağdağa.  Konumuza giriş yapmadan önce iki kavram üzerine bir iki lakırdı etmek gerekirse eğer; Sükûneti pek çoğumuz biliyor, hepimiz arıyor, azımız yaşıyor, bazılarımız ise bilmiyor. Evet yeterli bir açıklama oldu sanıyorum. Dağdağa; dağ dağ dağ diye mırıldanırsak eğer mırıldanırken bile ne kadar dağdağalı yani ne kadar gürültülü bir kelime olduğunu fark edebiliriz diye düşünüyorum. Dağdağa; gürültü, patırtı anlamlarına gelirken boşuna telaş ve beyhude, sıkıntı manasına da gelmektedir. Şimdi anladınız değil mi? Dağdağa. Şimdi anlamış değil şimdi yaşıyor olmanız gerekiyor. Dağdağa. İlk başta Sükûnet kelimesinin zıddını düşünürken aklıma ilk gelen kelime Kargaşa oldu fakat kargaşa şahsen beni tatmin etmedi. Zira o sırada gürül gürül akan suların ve kayalıkların içinde...

Süleyman Peygamberin Duyduğu Sesler

 Es-Selam.  Bugün itibariyle; yolculuktan dönmüş, evime gelmiş, uyumaya hazırlanmak üzereyim hamd olsun.  Evvela yolculuk üzerine birkaç kelam.  En son ne zaman otobüs ile şehirlerarası yolculuk yaptım hatırlamıyorum. İşte uzun bir aradan sonra Cuma günü Karabük'e gittik ve bugün döndük, şükür.  Yol değişen şey değil, yollar hep aynıydı. İzmit, Sakarya, Düzce, Bolu...alabildiğine yeşil, alabildiğine tarla, sıra sıra dağlar, kıvrım kıvrım yollar, hendek hendek sular, yollar hep aynı yollar. Heyhat ki eski Hilal. Yolculuk benim için içimde hep yeni yeni yollarda yürüyüşümdü, bazen asfalt bazen kaldırım bazen toprak bazen çakıl taşlarında yürüdüğüm içimin yolları ve seyrettiğim yol. Bugün baktım öyle yine yollara ama içimdeki yollarda yürüyemedim. Nedendi acaba?  Karabük.  Evvela Esra Saadet bizi çok güzel ağırladı, gezdirdi fakat biz gezmekten ziyade arkadaşımız için de gittik oraya, sırf eski günlerden bir pencere bulmak adına, güzeldi. Elhamdülillah iy...

Özgürlük ve Mahalle Baskısı

 Es-Selam. Özgürlük üzerine bazı mülahazalar. Bugün öğrencilerle sohbet yaptık. Konumuz "özgürlük" idi. Düşünürken düşünürken buraya da bir şeyler karalamak istedim. Sanırım özgürlüğün tanımını daha yeni buldum yahut kavramaya başladım. Çünkü buldum demek yanlış olabilir.  Evvela soru sorarak başlayalım. Özgürlük nedir?  Bu soruya herkesin vereceği cevaplar vardır elbet (kendince). Herkesin hem kendine göre hem de genel geçer kabul ettiği bir özgürlük tanımı vardır diye düşünüyorum. O hepimizin de bildiği "başkasının özgürlüğünün başladığı yerde benim özgürlüğüm biter" bize lise zamanlarında bu tanım öğretilmişti. Evrensel bir tanım mı? Evet diyelim çoğunlukla insanlar böyle düşünmektedir. Herkes istediğini yapmakta özgürdür. Çünkü bana dokunmayacaksa bin yaşasındır. Bana saygı duyduğu sürece ben de ona saygı duyarım. Gibi.  Bir öğrencim dedi ki ben bu tanımı kabul etmiyorum. Doğru hatırlıyorsam eğer cümleyi çevirerek tekrar kurdu. "Başkasını kısıtladığım yerde...